O zaman varolan sitemizde yazdığım eski bir yazıyı buldum. Antalya Thilofest'in ilk nüvelerini de içeriyor :)
Onu da ekliyorum:
Dostlar merhaba,
Bu kez geçtiğimiz yıllara oranla daha coşkulu bir merhaba diyorum sizlere. Çünkü okul yıllarından bu yana olan buluşmalarımızda tüm zamanların rekorunu kırdık geçtiğimiz gün. Bundan üç-dört yıl önce bir Sosis Günü’nde de oldukça kalabalık bir ekip toplanabilmişti, ama gerek birlikte olunan süre, gerekse sayı olarak 14 Nisan 2001 Cumartesi günü hepsini geride bıraktı. Gelemeyenler için katılmış olanların listesi en alta eklendi.
24 kişiye ulaşan akşam yemeğinde Teoman’ın da bulunmayı çok istediğini, Antalya Havalimanı’ndaki trafo patlaması nedeniyle birçok yöntemi denediğini ve gelemediğini çok iyi biliyorum. Bu nedenle onu da aramızdaymış gibi saymak gerektiğini düşünüyorum. Yurtdışı veya İstanbul dışında olup da gelemeyen dostlar ile ulaşamadıklarımız da cabası...
Aynı sıraları paylaştığımız günler geride kalalı çok uzun süre oluyor. Özellikle de Alman Lisesi gibi son derece bireyci bir sistemi aşılayan bir okuldan çıkıp da, yıllar sonra dahi bir araya gelebilmek şaşırtıcı gelecektir birçok kişiye. Okul zamanlarında bile bir araya gelemeyen / gelmeyen insanlar olduğunu biliyoruz hepimiz. Bizlerde de kopukluklar vardı, özellikle de kızlarımızla... Yıllar sonra bunu telafi edebileceğiz sanırım.
Aradan yıllar geçti. Öğrencilik, hercailik bitti, iş güç sahibi olduk hepimiz. Başka dostlar edindik, sevdik, sevildik, evlendik, boşandık... Bir kısmımız daha farklı bir sevgi türüyle tanıştı; çocukları oldu. Benim gibi zıpırlığa devam edenler ise çocuktan öcü gibi uzak durmayı tercih etti. Buna rağmen o Ayhan’lı yılların dostluğunun yerini hiçbirşey tutamadı. Belli bir çekirdek kadro devamlı toplandı, diğerlerine ulaşmaya çalıştı, ulaşabildiği ve ikna edebildiği oranda da (yılda bir ya da iki de olsa) daha kalabalık toplantılar yapmaya çalıştı. Bu organizasyonla devamlı ilgilenen birisi olarak benim çok daha büyük hayallerim vardı her zaman. Eşler, sevgililer, çocuklarla sayımızın da iyice arttığını düşünerek belki de bir lokalimiz olabileceğini düşünmüştüm. Dedim ya; hayaldi sadece... Hala da öyle, ama güzel bir hayal :-)
Yıllardır tüm uğraşmalarımıza rağmen toplanan insan sayısı belli bir rakamı geçememişti. Hatta geçtiğimiz yıl artık hiçbir şekilde böyle bir organizasyonla uğraşmamaya karar vermiştim. Bu yıl, başlangıçta Maki ve Ali’nin ısrarlı dürtmeleri sonucunda kerhen bulaştım yine bu işe. Ancak ayın 14’ünde herşeye değdiğini gördüm. İnanın ki abartmıyorum, hayatımın en keyifli günlerinden birisini yaşadım. Yaklaşık yirmi yıl sonra, kaldığımız yerden devam edebilmek, hatta yılların olgunluğunu da bu çocuksu coşkuya katarak daha da ileriden başlamak çok güzeldi. Sanırım bu duyguyu o geceye katılan herkes hissetti ve hala da taşıyor. O geceden mutlu olmayan kimse olduğunu sanmıyorum.
Buna da çok çok seviniyorum. 14’ü gecesinin herkesi mutlu etmesi bundan sonraki toplantılar için önemli bir referans olacak diye düşünüyorum. Artık “toplanıyoruz” denince herkesin daha bir istekli olacağına inanıyorum. (Çok mu safım?)
Bu harika Millenium Thilofest’indeki başarı için özellikle Maki ve Ali’ye teşekkür etmek lazım. Yılmayıp da uğraşan, beni de ittiren onlar oldu. Maki geçtiğimiz dört beş aydır dedektifliğe soyundu sanki. Nur ve Mehmet’i bulmayı başardı. Ondan yeni sürprizler bekliyorum :-)
Bir parantez de Münir için açayım. Yılların “satıcı”sı artık en sağlam adamlardan birisi oldu. Annesinin ciddi rahatsızlığı olduğunu biliyoruz. Bu nedenle de gelemeyecekti. Ancak o kadar insanın toplanabilmiş olması üzerine bir kez daha telefon açtım Münir’e. Ve beni kırmayıp (hoş o ortamı görmek içindi aslında ya) beş dakikalığına da olsa geldi. İnanıyorum ki geldiğine de değdi... (Münir’ciğim annene acil şifalar diliyorum).
Bundan sonraki toplantımız büyük ihtimalle Haziran’ın ilk haftasonu (Cumartesi) olacak. Malum, o gün Sosis Günü. Zaten birçoğumuz Tarabya’da olacağız. Önceden e-posta ve telefon yoluyla haberleşerek o günün akşamı için bir program yapabiliriz. 14’ü gecesi herkesten aldığım yanıt bir tekne gezisinin hoş olabileceği idi. Bir ihtimal bunu ayarlarız. Haziran’da bir kez daha kalabalık bir toplantı yapacağımıza inanmak istiyorum doğrusu...
Gece kısa bir şekilde değindiğim bir konuyu bir kez de burada yazayım: Bir süredir daha uzun süreli ve geniş katılımlı bir toplantı hayalleri kuruyorduk. Geçtiğimiz günlerde Teoman ile yaptığımız konuşmayı özetleyeceğim. Kasım ayı civarında Antalya’da bir otelde bir haftasonu toplantısı yapmayı planlıyoruz. Teoman Antalya’nın Kasım’da çok iyi olduğunu söylüyor. Son decece ucuz fiyat alabilme şansı var. İstanbul’a bizleri almak üzere bir de otobüs yollayacak. Birçoğumuzun evli ve çocuk sahibi olduğu göz önüne alındığında, biraraya gelmek için çok iyi bir fırsat olduğunu düşünüyorum Otelde kalırsak eşler ve çocuklar da gelebilirler. Eylül / Ekim gibi bir kez daha bu konuyu gündeme getirerek tarih konusunda fikirleriniz alacağım. (Toplantı yerinin Antalya olması şart değil. Ancak şu anda elimizde böyle bir fırsat var)
Evet dostlar, işte böyle... 14’ündeki Thilofest’imize katılanlara, katılmak için büyük çaba sarfedenlere (Teoman öptüm), kalbi bizlerle olan yurtdışındaki dostlara binlerce teşekkürler. Ulaşamadıklarımızdan özür diliyorum. Ulaşmamıza rağmen bahane üretenleri ise Ayhan’a havale ediyorum.
Sizleri çok seviyorum.