Kirazlı Bağlar, Köybaşı Cad. No.11 Yeniköy Tel. : 62 00 36
İstanbul. 27.2.1963
İlkokul sıralarında bir çocuk hatırlıyorum, yerinde duramayan afacan bir şey. Alman Lisesi'ne giriyorum, bir bakıyorum yine o karşımda. Zamanla arkadaşlığımız gelişiyor, kökleniyor ve 14 sene biribirimizden kopmadan devam ettiriyoruz bu güzel arkadaşlığı. İnşaallah biraz rötarlı da olsa yine aynı okulda buluşur, arkadaşlığımızı ve öğrenimimizi beraber sürdürürüz. ENGİN KAP
Tanıdığım en iyi, en asil, en dürüst insanlardan biri olan Alp'le olan dostluğumuz henüz çok yeni olmasına rağmen benim için çok büyük değer taşıyor. Hayat boyu sağlıklı, mutlu ve başarılı olmanı ve iyi, kötü günlerde hep beraber olmayı diliyorum. ERAY SAVCI
"Mahzen"deki sıraları saymazsak seninle 7 sene aynı sırada dirsek çürüttük; sadece aynı sırayı paylaşmadık, aynı kaderi de paylaştık. Beraber gezdik, yedik, içtik, velhasıl 8 senelik arkadaşlığımız boyunca ders çalışmak dışında herşeyi beraber yaptık. Bu kadar iyi anlaşmamızın sebebi de eminim ortak noktalarımızın çok oluşudur. Bir de motosikletlerin otomobillere olan üstünlüklerini kabul etseydin o zaman anlaşamadığımız hiçbir konu kalmayacaktı. Her ne kadar geçirdiğin kazalardan sonra bir parça uslansan da, yine de İslanbul şoförlerine egzoz gazı yutturacağına eminim. Bağdat Caddesi sakinleri, kavşaktaki refüj ve 56 Dodge'un sahibi, fıstık yeşili 131'i, beni ve bu genç Fitipaldi'yi unutamayacaklardır. Beraber olduğumuz süre içersinde en ciddi olayları bile gülerek karşılayarak etrafına mutluluk ve neşe saçtın. Ömür boyu katılacağımız tüm rally'leri postu deldirmeden ve hep şampiyon olarak bitirmemiz dileğiyle.
GÖKTAN
Senin deyiminle biz bir Quartett idik. Dersle roulet, tenefüste otomobil ve ...... Biraz da zevki, eğlenceyi rahatlığı, hovardalığı ve herşeye boşverirliği bırak... (Yoksa mezun bile olamayacaksın.) Hayatın zor günleri de var, biraz da oraları düşün. Hiç değilse bunun için biraz ÇALIŞ! GAYRET ET! Neyse, dost acı söyler işte... Seninle hep iyi anlaştık, aramızda en küçük bir sürtüşme bile olmadı. Şimdi pek sık görüşmememize rağmen ikimiz de biliyoruz ki biz gerçekten iyi dostuz. Tüm kalbimle sana hayatta başarılar.
İSMAIL TACİR
Alp'i hemen her zaman gülebilmeyi becerebilen, hiçbir şeyi kendine dert etmeyen, keyfine düşkün, ağzının tadını bilen biri olarak tanımlayabilirim. Alp Aygen, bence, Alman Lisesi'nin yetiştirdiği en "eigen" insanlardan biridir. Dertli günlerimde kısa zamanda eski neşeme kavuşmamı sağlayan (bu arada içilen biraları da unutmamak gerekir) bu güzide arkadaşa bu satırlardan teşekkürü bir borç bilirim. Burada senin hakkında daha fazla yazmayı lüzumsuz buluyorum, zira sen, benim senin hakkında neler düşündüğümü zaten çok iyi biliyorsun. Bu sene terk-i mektep edebilmen dileğiyle.
ENGİN ERYILDIZ
İlkokul çağlarından beri sakin ve sessiz görünen, fakat herşeyi yapan veya yaptıran sen; o zaman iki düşman olan biz; şu bilmez Alman Lisesi'nin son iki sınıfında yine beraberiz. Ama bu sefer iki müttefik ve dost olarak. Bu iki sene içinde seni daha iyi tanıma olanağı buldum. Kafa, düşünce ve birçok diğer şeylerimiz birbirine benzese de senin vurdumduymazlığın ve biraz tembelliğin bizi ayıran noktalar olmuştur. En büyük özelliğin de söylediklerinin başkalarına batmamasıdır sanırım. Sende bu şeytan tüyü olduğu müddetçe hiç kimse kızamaz zaten, bilakis sana daha da yaklaşır. Bu okulu kazasız belasız bitirir, Boğaziçi Üniversitesine girersin umarım.
METE TAYFUN GÜNGÖR
İşte bana bu 8 senelik İ.A.L. maratonunun kazandırdığı değerli ve ilginç (!) arkadaşlardan biri. Alp kendini tipik bir Alman Liseli olmaktan kurtarabilmiş bir eleman olup: 11-D 80/81'in en ürkütücü üyeleri arasında yer almaktadır.
Bu uzun süreli beraberliğimiz sırasında oldukça iyi tanıma imkânını bulduğumu sandığım Alp'in en belirgin , özelliği "sözünün eri" olmasıdır. Yardımseverliği, hiçbir şeyi umursamaması ve Rose'ye olan sevgisi de bu özelliğine hemen ilave edilebilir.
Hals und Beinbruch, mein Lieber Freund...
HASAN
Alp arabalara hastalık derecesinde meraklıdır. Altında yeşil 131'i, cebinde ise ehliyeti olmasına rağmen arabası hemen her gün şekil değiştirmiş olarak (!!!) okula gelir. Şaka bir yana dostum, güler yüzlülüğün, açık sözlülüğün ve hepsinden önemlisi temiz kalpliliğin kuracağın bütün dostlukların temeli olacak. Bundan emin olabilirsin.
OKTAY GÜRLEK
Hey gidi Alp hey! Senle daha Bebek'ten kaynaklanan arkadaşlığımızın ancak şu son senede dal budak salmış olması ne büyük şanssızlık. Her tarafından dürüstlük ve iyilik akan nadir adamlardan biri olduğunu ancak bu sene farkettim. En kötü anlarımda her zaman yardım etme isteğin bende sana karşı büyük bir saygı uyandırdı. Bu değerli arkadaşlığımızın daha uzun süre devam etmesi en büyük dileğim. (131'e iyi bak.)
ŞÜKRÜ
Şu son senede geleceğin başarılı ticaret adamını tanıdım. Delidolu, neşeli ve sulu; ama gerektiğinde soğukkanlı, ciddi ve kibar bir Alp... İlk zamanlar beni şaşırtan şakaların daha sonradan çekilmez okul günlerinin neşe kaynağı oldu. Hafla sonu partileri, fizik derslerindeki koyu sohbetlerimiz, Ayşegül'ün ve benim dertlerime kendi kafana göre bulduğun erkekçe çözümler; zekana olan tüm güvenimize rağmen seni ders çalışmaya zorlamak için yaptığımız tartışmalar, son derece ilginç arkadaşların ve maceraları paylaştığımız ortak anıların birkaçı idi. Geleceğin sana "hayat adamı" denecek görünüşünün altındaki duygulu yanını ortaya çıkaran, arabanla dopdolu mutlu bir yaşam getirmesi dileğiyle!
ESRA TAHMAZ
Bilmem ki bazı insanlar neden gerçek kişiliklerini saklamaya çalışırlar. Duyguları sömürülecek diye mi acaba? Eğer sebep buysa çok gereksiz bir korku bu. Önündeki cüretkarlık, serserilik perdesi bazen öyle kalınlaşıyor ki, arkasındakileri bilmeyen biri rahatça yanlış değerlendirebiliyor seni. Benim için o perde daima şeffaf kalacak ve ben gerisindeki o dürüst, duygulu, hem de son derece duygulu Alp'i göreceğim. Sende herkesin göremediği şeylerin başında, her türlü derde ortak olabilmen, paylaşabilmen, avutman ve öğüt vermen, başka bir deyişle ağabeyliğin geliyor. Yalnız biraz inatçı, nuh deyip de peygamber demeyen bir ağabey. Ama sonunda sınıf geçmemekteki inatçılığını biraz olsun kırdık. Bir de ders çalışmamaktaki inatçılığını kırabilirsek sorun kalmaz. Umarım bunu da başarabiliriz. Çünkü kardeşler ağabeylerini daima mutlu olarak görmek isterler. Benim de dileğim seni hep mutlu olarak görmek...
AYŞEGÜL
Evet, annemin arkadaşının oğlu artık ne dersen de sadece benim arkadaşımsın. İster saatlerce araba davalarından, ister saçma sapan şeylerden konuş, inan, gene de çekiliyorsun. Senin gibi esprili, şeytanın kuyruğuna düğüm atan, iyi kalpli bir arkadaşım var diye övünüyorum. Rotanı biraz düzeltip dosdoğru devam et, eminim herkes sana selam duracak. .
GÜL KÜÇÜKAY
Seni şu son sene de olsa tanıdığıma memnunum. Sen de olmasaydın hele bu son senemiz nasıl geçerdi bilemiyorum. Derslerde hiç kimseyi umursamadın ve her an gülmeye hazırdın. Aklından geçenleri etrafındakilere anlatmakla büyük zevk duydun. Özellikle "Pause"lerde bizi esprilerinle kahkahaya boğdun, böylelikle bize derslerin sıkıcılığını unutturdun. İIginç fikirlerin, her an konuşmaya, gülmeye hazır halin, Ayşegül’ü kızdırışın ve özellikle yaptığın espriler seni yıllar boyu unutmamamı sağlayacak. Gelecekte mutlu, neşeli, sevecen halini kaybetmemen dileğiyle.
MERİ
Seni son sınıfta tanımama rağmen çabucak ısınmakta gecikmedim. Hele hele arabanla Bağdat Caddesinde yaptığımız uçuştan sonra canımı emanet etmekten de hiç çekinmez oldum, inan!! Kimi zaman sulu mu sulu, kimi zaman da olmadık derecede ciddi bir havaya bürünmeyi becerebilen bir kişi olarak sen, Ayşegüler'deki vak-vak dansı denemelerinle ne kadar iyi dans ettiğini de ispatlamış oldun. Düşlerindeki arabaya kavuştuğunda şöyle bir Boğaz turu attırmayı unutmazsın değil mi, sayın hızlı genç? (Tabii Murat 131 ile de yapsan kabul ederiz.) Başarılar ve hayatında istediğin mutluluğu bulman dileği ile...
GÜL TUĞHAN
Sınıfımıza geçen sene katılan bu hızlı Fahrer sayesinde az da olsa doğru dürüst!!! araba kullanmayı öğrenebildim. Yeğenim, inşallah bütün günlerin direksiyon başında olduğun zamanlardaki gibi neşeli, mutlu ve hızlı geçer.
YEŞİM
Sevgili Alp!
Şu dünyada senin kadar kaygısız, gırgır, şamata, tatlı ve kaliteli adam zor bulunur.
ÖZLEM E.
Seninle tam 9 yıldır aynı sınıfları, aynı "kaderi" paylaşıyoruz bu lisede. Seni anlamak İçin çok uğraştım bu süre içinde, fakat seni blr türlü tam anlayamadım. Seninle birçok konularda çok iyi anlaşıyoruz, hatta seninle aynı zevklere, aynı düşüncelere sahibiz diyebilirim, ancak bir erkeğin hayatında bazı şeyleri hazırdan değil de biraz gayretin sonucu olarak kendisinin elde etmesi konusundaki fikirlerimi bir türlü benimsetemedim sana. Ama ne olursa olsun şu okulda sahip olduğum en değerli ve samimi arkadaşlarımdan birisin. Şunu bilmeni isterim ki senin yerini "joker" bile dolduramaz. Okuldaki arkadaşlık günlerimiz artık sayılı, ancak şuna eminim ki seninle daha çok değişik yerlerde karşılaşacak ve dostluğumuzu pek çok değişik yer ve zaman dilimine taşıyacağız. Tüm "fındık ve fıstıklar" seninle olsun.
TEOMAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder