1 Haziran 1983 Çarşamba

BEHÇET ÜSTÜN

BEHÇET ÜSTÜN
Abideyi Hürriyet Cd Tel. : 41 10 29
Bodrum, 10.5.1963 

Herkesin, daha doğrusu sizden olmayan herkesin dehşetle (!) söz ettiği şu meşhur 11-D 80/81'lilerden birini yakından tanımak fırsatını bulduğum için çok şanslıyım. Öyle ki hala aradığım bir takım özelliklere sahip olan insanların varlığına inandım sayende. Sen gerçek bir arkadaşlık kavramına, insan sevgisine, iyi niyete, müthiş bir espri kabiliyetine (?) ve işin kötüsü bolca karamsarlığa sahipsin. Fakat öyle sanıyorum ki lise defteri kapandıktan sonra dünyaya daha iyimser gözle bakacaksın. En azından öyle olmasını candan diliyorum. Tanışalı daha kısa bir süre olmasına rağmen bu kadar çok şeyi paylaşmak gerçekten büyük bir mutluluk benim için. Başkalarına tattırdığın bu mutluluğa senin de tüm yaşamın boyunca sahip olman en büyük dileğim.
Not : Lütfen artık ne cins bir ağaç olmak istediğine karar ver. Belki ben de o zamana kadar 5-3'ler için ilginç bir şeyler düşünebilirim.

DİDEM

Şu geçen dokuz yılda Alman Lisesi'nin bana en büyük lütfu o muhteşem sınıf ve arkadaş grubuna sahip olmamı sağlaması oldu. Bu grup içinde arkadaştan çok kardeşim gibi sevdiğim ve bir kardeş gibi davrandığım bir çok kişi var. Sen bunlar arasında çok özel bir yer teşkil ediyorsun. O süper sınıfla yaptıklarımızı yalnızca bizleri tam anlamıyla tanıyabilmiş çok az kişi anlayabiliyor. Bu anlaşılabilmesi için belli bir düşünce yapısına gerek duyulan sınıfın önde gelen üyelerinden ve yaratıcılarından birisin. Dostlarımızla 1980/81 yıllarında başardıklarımız karşısında herkes ancak şaşırabildi. Örneğin SMV'daki çalışmalarımız ve şimdiye kadar hiçbir sınıfın gerçekleştiremediği büyük başarı (ama "from the back"). Bu "başarı" karşısında yıkılacağımızı, dağılacağımızı uman kişilere dayanışma gücümüzü en ince ayrıntısına kadar tanıttık. Tüm olumsuzluklara rağmen kopmadık, birbirimize destek olduk. Şuna kesinlikle inanıyorum ki asla kopmayacağız ve bizi ayırmaya çalışan güçlere öyle karşı koyacağız ki, bu bağlılığımız, biz bu dünyadan göçsek bile ölümsüzleşecek ve ilerdeki öğrenci nesline örnek olacaktır.

TEOMAN ODABAŞ (11-D 80/81)

Wittpahl seslendiğinde yüzü kızaran, zamanla çevreye karşı sevgi ve saygı dolu bir ortamda adam olan (!) sevgili dostum, sana yazabileceğim sürüyle anımız var, ancak bu sayfalar ilerde birbirini görmeyecek olanlar için bir anlam ifade ettiğinden sana uzun uzun yazmaya gerek görmüyorum. Yine de sıcak dostluğun ve hayat arkadaşıma kavuşabilmemde gösterdiğin yardımlar için sana her zaman minnettar kalacağımı belirtmek isterim. Seni çok seven dostun.

MAKİ (11-D 80/81)

"Her insan hata yapar, önemli olan yaptığın hatayı anlamak ve onu düzeltmektir" değil mi Behçet? Sizin deyiminizle o meşhur 11-D 80/81'den o kadar nefret ettiğim halde, şu anda en çok sevdiklerimin, en iyi anlaştıklarımın hepsi de o sınıftan. Bu da senin bana gösterdiğin iyi niyetin sayesinde oldu. Diyebileceğim bir tek şey var; beni de aranıza kabul eder misiniz?

EMEL (1050)

"Siz 11-D'liler yalnızken kuzu gibi sakin ve uslusunuz. Bir araya geldiğiniz vakit 11-D'liliğiniz meydana çıkıyor.." Bu söz hepimiz için geçerli olduğu halde belki de en çok Behçet için geçerlidir. Dış görünüşü ile sakin, ciddi, efendi bir görüntü telkin eden Behçet, yakından tanıyanlar için neşeli, dost canlısı, esprili ve birdenbire parlayabilen bir kişiliğe sahiptir. Daha liseyi bitirmeden üniversitede mimari proje dersine giren, yemek kuyruğunda bekleyen, şimdiden üniversiteli olmaya çalışan Behçet'in "Da Da Da"'yı duyunca yüzünün aldığı şekil aramızda hala konuşulmaktadır. "İTÜ'ye Çekme" kampanyamızın bir numaralı boy hedefi olan Behçet'i önümüzdeki yıl İTÜ Mimarlık'ta görmek istiyoruz.. Mimarlık olması şart değil, İTÜ olsun da...

İSMAİL GÖRGÜLÜ (11-D 80/81)

"Güzel Şey / İnsanları sevgi ilişkileri içinde düşünmek / Sevgileriyle hatırlamak / Yaşam sevgilerde doğup sevgilerde gelişiyor."
Basit değil bu, çünkü insanlar basit değil, Behçet'ciğim. Belki de buydu bizi yakınlaştıran, belki de birbirimize fazlasıyla benzememiz, bizi boğan anlamsızlıklara karşı savaşımız.
"Yakınlığımız insanlığımızdan geliyor / Ne kadar insanlaşırsak / O kadar arkadaşız." Bir gün mutluluktan gözleri ışıl ışıl bir Behçet görebilmek dileğiyle.

ARZU KALYONCUOĞLU (10-B)

Seni gerçekten anladım mı, bilmiyorum. Sabit karenin 4. adamı. Ama bir duygumuz kesinlikle ortak biliyorum : En büyük 11-D 80/81. Dünya ise, ha o nerede, onu göremiyorum.

MÜNÜR GÖKMEN (11-D 80/81)

Hayatımı kaydıran 11-D 80/81 elemanlarından Behçet, bana king ve briç'i öğreterek sonumu hazırlayan kişi oldu. Saatler süren briç partilerimiz, kare kurulduğu anda okul kırmalar; bunlar olmasa bambaşka ve monoton geçecekti günlerimiz, Behçet'ciğim. Bu yüzden hayat kaydırmalarına binlerce teşekkürler. Gerçekten şu okulun bana verdiği en kıymetli arkadaşlarımdansın. Seni daima olgun, samimi ve şamatacı biri olarak gördüm ve sevdim. Hep dost kalalım.

HAKAN ÖZGÖKÇE (11-A)

Behçet? Diğerlerinden farklı bir arkadaş. Niye mi? Çünkü okuldan ve bizlere harcadığı bunca zamandan sonra sosyal faaliyetlere de zaman ayırabildi. Biz çok şey yaptığımızı sanarak ot gibi yaşarken, o briç oynamaktan başka şeyler de yapabildi. En azından benim geçen sene bütün fedakarlıklarıma rağmen üç kere gidebildiğim SMV toplantılarına sürekli devam etme başarısını gösterdi. Bütün puanların seninle olması dileğiyle.

BURHAN ŞAPCI (11-D 80/81)

Bir sinema şeridi gibi gözlerimin önünden geçen dokuz sene ve sen; işte arkadaşlık bu. Beraber üzülüp, beraber sevindiğimiz imtihanlar, şamatalı okul günleri, ada turları. maçlar, sabahlamalar, en önemli ve anlamlısı 11-D 80/81 : Dostluğun doruğa çıktığı bir yıl. Biliyorum, dokuz yıl bu kadarla anlatılmaz, ama hepsi aklımda ve unutulmayacaklar. Hep beraber olalım, e mi?

ALİ ÜÇER (11-D 80/81)

Nerede olumlu, yapıcı bir tartışma varsa sen de ordasındır. Bu mücadeleci kişiliğin beni hep etkilemiştir. Seni, aynı kaderi paylaşarak geçirdiğimiz şu iki senede daha iyi tanıdım. Aramızdan derin ve geniş entellektüel bilginle sivrilmeyi bildin. Sanırım bunda sürekli okuduğun sayısız kitapların payı var. Derin bilgini sosyoloji derslerinde girdiğin tartışmalardan anlamak mümkün. Ancak bu ciddi ve mücadeleci kişiliğinin yanı sıra esprili ve şamatacı bir yönün var ki, bunu son yıllarda beraber ürettiğimiz espriler kanıtlıyor. Dileğim ilerde de beraber olmamız.

MELİH ACAR (11-D 80/81)

11-D 80/81'in organizatörü, partilerin değişmez adresi ve sınıfımızın tüm sosyal faaliyetlerini sırtında götüren tek kişisi, senin kardeşliğin, arkadaşlığın, herkese karşı beslediğin sevgi karşısında ancak önünde diz çökülür. Sen bu özelliklerinle 11-D'nin en sevilen simaları arasında yer aldın ve her zaman aranılan kişisi oldun. Sınıflarımızın ayrılması bizi ayırmaya yetmedi, çünkü biz birbirimize sevgi, saygı ve samimiyetle bağlıyız. Sana bunca kısıtlı bir yerde dııygularımı anlatmak ancak katliam olur. Sen en iyisi arasıra beni ara. Her şey için teşekkürler.

TURGUT SARIGÜL (11-D 80/81)

Bir Amerikan atasözü der ki : "Arkadaşlık öyle sağlam bir bağdır ki, çıkarlar gerektirdiği zaman kendisine başvurulmazsa bütün bir ömür boyu devam eder"
En az altmış yıl daha sürecek arkadaşlığımıza...

MELTEM TOPKORU

O'nun için Alman Lisesi tarihine şu notu düştüler : "King'le başladı, Bridge'le bitirdi"

ALPAY FİLİZTEKİN

Kendime bir abi kadar yakın hissettiğim, her konuda fikirlerine saygı duyduğum, güvendiğim, bana verdiklerinin, yardımlarının altında her zaman ezildiğim ve tabii ki çok sevdiğim Behçet arkadaşım. Biliyor musun seni tanımaktan ne denli mutluysam, birlikte olduğumuz zamanlar bu kadar sınırlı olduğu için de o denli üzülüyorum. Ama en az bu denli inandığım bir şey var ki dostluğumuz hiç bitmeyecek. Her şey, özellikle sayende inanılmayacak derecede genişleyen kedi resimleri kolleksiyonum için sağol ve mutlu ol. Sen buna gerçekten layıksın.

ÖZLEM ÖĞÜT

Düzen, tertip ve sessizlik içinde bir öğrenci (!) her sabah 7.30'da Ğunca denen bir yere adımını atar, çayını içer, okuluna gider, 8.05'te derse girer. Okul çıkışı tekrar Ğunca'ya gelir dörde, beşe kadar briçe oturur, evine gider. Dıştan gayet normal (!) gözüken olaylar zinciri, ama zincirin bir halkası siz iseniz olaylara bakış açınız değişir, Behçet'in dünyasına girersiniz. Gırgır, şamata ve kültürel bir dünya. Kısaca bastır geleceğin büyük politikacısı, gelecek seni ve bizi bekliyor.

TONYUKUK RENKLİKURT (11-D 80/81)

11-D 80/81'e en bağlı kişilerdensin. Tüm ada, briç, Boğaz, sabahlama ve bilumum organizasyonların değişmez adamı. Önceleri "inek" tabir edilen bir kişi olmana rağmen giderek açıldın (!). King, briç ilerlemelerini kaydettikten sonra 80/81 toplu kıyımından sen de nasibini aldın. Arkadaşım çoğunlukla ciddi, her zaman yardımsever ve pek azımız gibi, genellikle bilinçlidir. (Tabii yukardaki organizasyonlar dışında) Gerçek dostlarını unutmayacağına eminim. Hep beraber olalım.

İSMAİL TACİR (11-D 80/81)

Şubemizin sevimli muhalifi, sonunda bitiriyorsun bu okulu, ama bu günleri arayacaksın. Seninle saçma fikir tartışmalarına girdik ama bu dostluğumuzu pekiştirdi. Her zaman beni arayabilirsin.

MEHMET SİNANGİL (11-D 80/81)





Yıllığa sığmamış diğer yazılar

11-D 80/81'e en bağlı kişilerdensin.Tüm ada,briç,boğaz,sabahlama ve bilirmum orga-nizasyonların değişmez adamı.Tabii Teoman'la beraber.Sen ilk yıllarda "inek" tabir edilen bir kişi olmana rağmen giderek açıldın(!)...King, dejenere, briç ilerleme-lerini kaydettikten sonra,80/81 toplu kıyımından sen de nasibini aldın. Arkadaşım çoğunlukla ciddi, her zaman yardımsever ve pek azımız gibi genellikle bilinçlidir. (Tabii yukarda saydığım organizasyonlar dışında) Gerçek arkadaşlarını unutmayacağın kesin. Her zaman beraber olalım. Başarılı olacağına eminim.
İSMAİL TACİR (11-D 80/81)

Dokuz yıllık sınıf arkadaşı olmamıza rağmen itiraf etmeliyim ki seni ancak son iki yılda tanıyabildim. Eminim ki katı ve lakayt dış görünüşünün altında yatan temiz kalbin, haksızlıkların baş düşmanı bu mert insanı tanıyan herkes sevecek ve değerli bir dost kazanacaktır. Sana ayrılacakmış gibi veda etmiyorum. Dostluğumuzun ömür boyu sürmesi dileğiyle...

GÖKTAN BAL (11D 80/81)

Senin 11-D 80/81'in aklı başında üyelerinden biri olduğun konusundaki fikrim hala değişmedi. Dürüstlüğün, açık sözlülüğün, haksızlığa dayanamayışın, fikirlerini sonuna kadar savunuşun ve içki sofrasının adabını bilişin bu fikrimi destekleyen en önemli özelliklerin.
İlgi duyduğrun iki sahadan sanat, senin diğer dünya nimetlerinden faydalanamamanın, briç ise derslerine yeterince zaman ayıramamanın nedenleri bence. İleride başarılı bir politikacı veya gazeteci olacaksın biliyorum, ama ne olur kaybetmeye mahkum tarafı savunma.
Hayatının briç masasındaki kadar şanslı, içki masasındaki kadar mutlu geçmesini diliyorum.

ALP AYGEN (11-D 80/81)

İnsan mutluluğu yaşarken değerini bilmezmiş. Gerçekten de öyle. Gerekli, gereksiz karamsarlıklar, ümitler, sevinçler, üzüntülerle dolu o günler geri gelir mi sanki? Yazın kızgın güneş altında yapılan o uzun yürüyüş, girdiğimiz ve kaybettiğim o iddia, verdiğin ve hep saklayacağın takvim yaprakları, Teo’yla postacılığınız, anlamsız telefon konuşmaları, istesek de geri getireremeyeceğimiz o günler. Ama tekrar yaşayamayacağımız güzelliklere, yaşayacağımız daha nicesini ekleyeceğimizi bilmek de bir teselli. Ne dersin?

ESRA TÜZEMEN

Behçet Üstün, Alman Lisesi’nin önemli şahsiyetlerinden biridir. Etkin kişiliği sayesinde görüşlerini daima görüşlerini kabul ettirmesini bilen Behçet, aynı zamanda çok iyi bir arkadaştır. Behçet'i tam manasıyla tanımak için bir kaç gün, birkaç hafta ve hatta birkaç ay yetmez. Ğunca’nın değişmez şahsiyetlerinden olan Behçet' i yakından tanımak için yıllar gerekir.
Kendisini yakından tanıyanların da çok iyi bildiği gibi Behçet, gerçek bir arkadaş, güvenilir bir sırdaştır. Sana bir ömür boyu en içten mutluluklar ve başarılar dilerim.

ENGİN ERYILDIZ

Fazla protokolu sevmeyen, ama politikayı seven, her zaman hakkını savunan, düşüncelerinde serbest, çoğunlukla okulda liderlik ve yöneticilik yönü kuvvetli, çevresindekilerle iyi geçinen, fakat bazen sinirli, rahat ve dürüst biridir Behçet. O kadar çok anılarımız oldu ki, bir anda aklımdan geçenleri sıraya koyup yazamıyorum bile. Tenefüslerdeki şenılikler, futbol maçlarındaki heyecan, briç partileri, Kavak gezileri, ada sefaları, Bodrum anıları bunlardan birkaçı. Umarım bundan sonra da bu tatlı anılar sürer ve hep beraber başarıya ulaştığımız günleri kutlarız. Bol şans.

TAMER BENDEŞ

"Behçet" ismini duyunca nedense aklıma haşin, sert tipli biri gelir (kelalaka). Bir yıldır yanındaki sandalyede oturduğum Behçet ise görünüşte ağırbaşlı, ciddi, masum bir gençtir. Ama ortada bir haksızlık varsa, gerçekler çarpıtılıyorsa o zaman haşinleşir, sesi yükselir, hemen de yüzü kızarır. Sınıfın sosyal yönü kuvvetli, kültürel olaylarla ilgili, okuyan ender elemanlarından olduğunu da eklemek gerek.
Entellektüellik yolunda yürüyen, baharda çay bahçesi, kışın "kahve" seven sana yaşam için kafana göre takıl derim.(Bir Sakson için bu kadarı bile şükran değerindedir. Devirmeyi, komployu falan unut. Hiçbirinizin ömrü ve gücü yetmez)

SERDAR TUNCEL (NORMAN)

Aynı sınıfta yedi yıl okuyup da bir "merhaba"dan ileri gidemedik ama "Barbaros Kahve"de yedi saat bile geçmeden samimi oluverdik. MEF'e gittiğimizi iddia ettiğimiz günlerdeki beraberliğimiz, sabahlara kadar çevirdiğimiz king partileri ve son on saatte çalışmaya başladığımız fizik imtihanı hiç bir zaman unutamayacağım anılarım olacaklar. Bunlara yenilerinin eklenmesi dileğiyle...

HASAN ÇELEBİCAN (11-D 80-81)

11-D 80/81 eşrafından, canımızdan çok sevdiğimiz, biricik varlığımız, iyi kalpli, yardımsever, dürüst, kadirşinas, iyilik timsali, örnek talebe Behçet'i kutlarırn.

HÜSEYİN SARUHANOĞLU (11-D 80/81)

Ali Baba takımından bir kişiyi anlatacağım. Herkese uyum gösterebilen, anlayışlı bir dost bu. Bizlerde olmayan dakiklik ve yumuşaklık da var bu kişide. Yerinde davranan, yaptığı işin en iyisini yapan bu kişi Behçet’ten başka kim olabilir ki? Ümit ediyorum ki beyaz saçlı, bastonlu biri çay servisi yaptığında hep beraber olalım.
Hayallerindeki grandşlem puanları ben karşı takımda değilken seninle olsun.

ÖMER KULAÇ (12-D)

Sevgili Behçet, mutluyum çünkü senin gibi bir dostu geç de olsa tanıyabildim. Gerçek dost bulmarnın oldukça zor olduğu bir dünyada senin gibi bir dostum olduğu için kendimi gerçekten şanslı sayıyorum. Hem bu öyle bir dostluk ki sırf okula bağlı kalmıyor. Ortak anılarımızın bundan sonra da artacağına eminim. Alman Lisesi sonrasındaki hayatında başarılar.

HALUK SAYAR ( 12-C 81/82 )

Grubumuzun hıer zaman serinkanlı ve kültürlü üyesi. Sen olmasaydın hangi filmin iyi, hangisinin kötü veya hangi kitapların iyi, hangilerinin kötü olduğunu nereden bilecektik? Umarım Ali Baba'da beraber üşümeye, Aşiyan’da içmeye devam ederiz.

KORKUT AKKALAY ( 11-A)

Senle tanışmasaydık herhalde Mecidiyeköy’den Şişli’ye gecenin saat yarımında yürümek çok sıkıcı olurdu. Daha bol bol o yolu beraber yürümek dileğiyle.

EMRE ÖZGÜDER (VİBRASYON)

Ali Baba’da başlayan arkadaşlığımız, yine Ali Baba’daki elma partilerimiz, sıkı tartışmalarımız ve akşam 10’dan sonra deniz kıyısında devam eden Talay alemlerimiz sayesinde kısa sürede ilerledi. Ali Baba’nın o iğrenç çaylarını ilerde de yine hep beraber içme ümidiyle.

KERİM ATAMER (12-A)

Seni her zaman haksızlığın karşısında, doğrunun yanında gördüm. Geniş kültürün, birçok konudaki derin bilgin seni haklılık yolunda desteklemiştir. Eskiden benim yerime SMV çalışmalarına katıldığın için de çok teşekkür ederim. Kendine çok dikkat et ve harcatma, çünkü çok değerlisin.

KERİM ERHAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder