1 Haziran 1982 Salı

MELİH ACAR

MELİH ACAR
Göztepe Cengizhan Sok. No. 8/9 Kadıköy Tel: 56 47 20
İzmir, 19.7.1963 


Bazı şeyler vardır, o kadar derin, o kadar anlamlı ve güzeldirler ki, kelimelere döküldüklerinde değerlerinden bir şeyler yitirir gibi olurlar. Çünkü kelimeler duyguların karşısında yetersiz kalırlar.
İşte bizimki de böyle bir arkadaşlık. Ve en iyisi onu anlatmak için boşuna çaba sarfetmemek, sadece hissetmek, bugün ve her zaman...
GEVHER

Anılar vardır yaşamı süsleyen / Anılar olacak ve...
Bir giz gibi bakacağız
uzak doruklara o zaman
kulaklarımızda ozanın sesi
karışırken yabanıl seslere
vazgeçilir mi diyeceğiz
bu dostluğun sevincinden...
KAMİL

Herkesin değerli bir dostu vardır, birlikte geçirdiği her anı hatırladıkça yüzünü tatlı bir gülümseme alan, anılarını gururla anlatacağı gerçek bir dostu...
Geçirdiğimiz neşeli anlar, günler ya da yıllar, attığımız sayısız kahkahalar, düşüncelerimiz. duygularımız, ideallerimiz ve dostluğumuz dostum, bilsen daha nice seneler sürecek, her zaman taptaze ve sımsıcak.
"Şu gökyüzünün altında söylenmemiş söz yoktur" demiş adamın biri. Ve ben, seni anlatan, sağlam kişiliğini ve unutulmaz dostluğunu dile getiren her söze yürekten katılıyorum. Daha ne olsun...
AKLAN

Son yıllarda iyice kayıplara karışan Melih'i 1-2 haftada bir kez görebilen ben yine de bazı arkadaşlara göre şanslı sayılırım. (Kızma ama haksız da sayılmayız) Yıllarca 7.30 vapurlarında beraber zar zor yetiştiğimiz bu okulda 9 seneden bu yana arkadaştan da öte dost olduk seninle. Bu yıllar boyuca o kadar uğraşmama rağmen Melih'e hiçbir kötü alışkanlığımı aşılayamadım (king, briç. bilardo, akvaryum...) Melih'in bir başka özelliği de sadece milli takımı tuttuğunu iddia etmesine rağmen Beşiktaş'ın hiçbir maçını kaçırmamasıdır. Birlikte başladığımız turizmi giderek ilerletip işi ihracata kadar götüren bu ilerinin büyük işadamıyla yine aynı okulda buluşmak dileğiyle...
MAHMUT

Yani 11-D'de seni bırakanın ellerinden öpeceğim (Hiç egoist değilimdir). Ellerinden öpeceğim, çünkü bize rengarenk bir insan verdi. Sonra da gidip kardeşimi bağrıma basacağım, o olmasa senin gibi bir buzdolabının kapağını açamazdım. Açtım, iyi de ettim.
SEDEF

Evet Melih'ciğim, seninle 9 senedir sınıf listelerinin zıt uçlarında yer aldık. Bu yıllar boyunca tartıştık, kavga ettik, güldük, konuştuk, üzüldük, sevindik ve yolun sonuna geldik. Yanlış anlama sadece sevgili (!) okulumuzun sonuna geldik. Bundan sonra daha geniş bir çevrede, "yepyeni cevaplar" vereceğimiz bir ortamda yine beraberiz. Senin gibi olgun birisi böyle çılgın esprileri nereden çıkarıyor bir türlü anlayamıyorum, tıpkı futboldaki ustalığını anlayamadığım gibi. O kadar direnmene rağmen son sene (hem de kendi isteğinle) ağımıza düştün. "briç öğrenmek" gibi bir hata işledin. Tanrı seni korusun. Sana bol puanlar dilemekten başka bir şey elimden gelmiyor. İnşallah bu sene "sarı püsküllü mısır koçanından" kazasız belasız kurtuluruz da rahata ereriz. "Mısırsız" günlerde beraber olmak dileğiyle...
BEHÇET

Geçen sene sınıfımıza katılmana rağmen, kısa zamanda kendine özgü davranışların, nereden bulduğunu hep merak ettiğim, beni hep güldüren komikliklerin ve mimiklerin, uysallığın, derslerdeki sessizliğin ve tenefüslerde söylediğin binbir türlü şarkılarla arkadaşlarımın arasında bambaşka bir yerin oldu. Çok azını dinleyebildiğim maceralı Anadolu gezilerinle, ilginç ve sevimli karakterinle seni çok daha yakından tanımak isterdim.
YEŞİM

Beraberliğimizin dokuzuncu yılındayız. Bu okuldaki beraberliğimiz daha ilk ortak sınıfımızda kağıt topların ya da ayran kutularının peşinde koşmakla başladı. Daha sonra bilimum futbol maçlarında gelişti. Sonra öyle bir an geldi ki birdenbire yakınlaştık, yakınlaşmanın ötesinde içli dışlı olduk. İşte benim gerçek arkadaşlarımdan olman maşhur 7 Eylül 1981 günü gerçekleşti. O tarihten bu yana seni tanımak, her gün değişik bir yanını tanımak, büyük zevk oldu benim için. Gerçekleştirilen ada gezilerinde (her 8 Nisan'da) dostluğumuzun doruğuna ulaştık dostum.
Okuldan sonraki yaşamımda senin tempolarını, günün şarkılarını, ipincecik esprilerini, küllahını hiçbir zaman unutamayacağım, istesem de unutamam, çünkü senin bunları bana unutturmayacağını çok iyi biliyorum...
TEOMAN

Alman Lisesi en usta futbolcusunu kaybetti, bizlerse dokuz senedir yaptığı esprilerle bizi kahkahaya boğan Melih ile artık aynı sıraları paylaşmasak bile ayrılmayacağız.
Esprili, şamatalı daha nice dokuz yıllara...
GÖKTAN

Maestro, klasik batı müziğinde orkestra şeflerinin bir diğer adıdır. Zamanla bu sözcük değişik alanlara yayılmıştır.
Örneğin, iki senedir sınıfımızda Melih adında amatör bir futbol maestrosu var. Futbol bir yana bu genç mizahta ve güldürmede de maestro olacak niteliktedir. Sadece yakın oturduğumuzdan değil, davranışlarımla, sözlerimle, insanlığını, dostluğunu kısa sürede hissettirdim. Komşuluk ve dostluğuna, çok tuttuğum esprilerine, yeteneklerine, hepsine kocaman bir oley...
SERDAR

Melih Aaaaaabiiiiii!!!!
ÖZLEM

Çok iyi bir insan tanıdım ben sende Melih. Zevkle konuşulacak, dertleşilecek, fikir danışabilecek, güvenilir bir arkadaş oldun her zaman. Esprilerin hep etkiledi beni. "Ben niye böyle espri yapamıyorum?" diye düşündüm hep. Beraber fazla birşey yapamadık, en yandığım da bu işte. Fakat bana ümit veren gelecek, devam edecek arkadaşlığımız...
KERİM

Selam sana en büyük sınıfın (11-D 80-81) en büyük kaptanı, gerek Maedchenhof'ta, gerekse Kınalı'da yaptığımız kanlı-kansız mücadelelerimizin dışında da seni tanımak isterdim. Beni üzen şey, yakın olmamıza rağmen hiç birbirimize ulaşamamamızdır. Seni her zaman neşe ve mutluluk dağıtan bir dost olarak anacağım... Hayatta karşılaşacağın bütün engelleri de çalımlaman dileğiyle...
MAKİ

Sessiz misin, değil misin diye düşündüm hep bu yazıyı yazarken. Sakin, tatlı ses tonun sanki sessiz konuşuyormuşsun izlenimini veriyor bana. Belki çok konuşmuyorsun ama o yaşlanmış çantanla kahverengi ceketinle ve tüm tavırlarınla çok şey söylüyorsun...
ÜLKER

Kendini harcamış olan süper kabiliyet. Seni Kadıköy grubunun sempatik, doğruluktan şaşmayan, kendi bildiğini yapan, yaklaşılması biraz zor olan (benim için değil) yerinde ve güzel esprileriyle girdiği her topluluğa canlılık getiren, fedakar bir üyesi olarak tanıdım ve hep öyle anacağım. Dileğim, başarıların seninle olması...
ALİ ÜÇER

Sen, başka düayaların insanı, süper esprilerin yaratıcısı, (köşeli jetonlar tavsiye edilmez), okulun "PİYER"i, hele saçları, artist gibi, "LOVE STORY"i oynuyorlar. İşte Melih, bu birkaç satıra ancak bu kadarı sığıyor. Her şey gönlünce olsun...
TAMER BENDEŞ

İki senelik arkadaşlığımıza rağmen, son senemizde gerek sınıfın arka duvarı yakınlarında, gerekse kimya dersinde yanıbaşımda yaptığın yerinde esprilerle dersin ortasında geliveren gülme krizlerini unutmak imkansız. Yüzündeki o gülümseme hiç eksilmesin e mi? Benim mizah dergisi kolleksiyoncusu arkadaşım...
MELTEM

Belki okul şampiyonu olamadık ama seninle futbol oynama zevkine eriştiğim için kendimi şanslı sayıyorum. İdari Bilimlerde görüşmek üzere..
ARTUN

Melih, Alman Lisesi'nin beton sahasının yıldızıdır, benim attığım her golün pasını vermiştir. Sessiz, sakin müthiş esprilidir, Övünenleri veya ukalalık edenleri bozmak en büyük zevklerindendir. Türkünden, Japonuna kadar geniş bir dişi kolleksiyonu olan arkadaşımın gece maçlarında forvet oynayacağından ve benden çok gol atacağından eminim. Başarılar...
ALP

Melih, seninle ilk tanışmamız Haz. sınıfında iken aynı sırada oturmamız sayesinde olmuştu. Bu arada şunu da Belirtmek gerekir ki, sen benim Alman Lisesi'nde ilk tanıdığım kişisin.
Aradan geçen yıllar senin ne kadar neşeli, şakacı ve sempatik olduğunu gösterdi. Neşenin, canlılığının hicbir zaman bitmemesi dileğiyle...
"ŞİŞKO PATATES"İN ENGİN E.

Sinirlenip mor'a dönüşüp, GIRGIR'ının arkasından avazın çıkana kadar bağırmadığın cuma günleri dahil günlerde dünya tatlısı bir Sakıp'sın, Melih Abi'ciğim. Hayatın boyunca bir daha "İMF"ye yenilmemeni dilerim.

GÜNSU

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder